-
1 parlamak
1. أومض [أَوْمَضَ]Anlamı: güçlü ışık çıkarmak2. افتر [اِفْتَرَّ]Anlamı: güçlü ışık çıkarmak3. التمع [اِلْتَمَعَ]Anlamı: güçlü ışık çıkarmak4. برق [بَرَقَ]Anlamı: güçlü ışık çıkarmak5. تألق [تَأَلَّقَ]Anlamı: güçlü ışık çıkarmak6. ترقرق [تَرَقْرَقَ]Anlamı: güçlü ışık çıkarmak7. تلألأ [تَلَأْلَأَ]Anlamı: güçlü ışık çıkarmak8. لألأ [لَأْلَأَ]Anlamı: güçlü ışık çıkarmak9. لاح [لاحَ]Anlamı: güçlü ışık çıkarmak10. لمع [لَمَعَ]Anlamı: güçlü ışık çıkarmak11. ومض [وَمَضَ]Anlamı: güçlü ışık çıkarmak -
2 برق
Iبَرَقَ1. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak2. parlamakAnlamı: güçlü ışık çıkarmak3. yanmakAnlamı: parlamakIIبَرْق1. şimşek2. yıldırım -
3 لمع
Iلَمَعَ1. aydınlatmakAnlamı: bir yerin karanlığını gidermek2. parlamakAnlamı: güçlü ışık çıkarmak3. parıldamakAnlamı: ışık saçmak4. pırıldamakAnlamı: ışık saçmakIIلَمْع1. parlaklıkAnlamı: parlak olma durumu2. berraklıkAnlamı: serrak olma durumu, duruluk3. ferAnlamı: parlaklık, aydınlık4. parıltıAnlamı: parlaklıkلَمَّعَ1. cilâlamakAnlamı: cilâ vurmak, cilâ sürmek2. perdahlamakAnlamı: parlatmak3. parlatmakAnlamı: parlamasını sağlamak -
4 ومض
وَمَضَ1. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak2. parıldamakAnlamı: ışık saçmak3. parlamakAnlamı: güçlü ışık çıkarmak -
5 أومض
أَوْمَضَ1. aydınlatmakAnlamı: bir yerin karanlığını gidermek2. parlamakAnlamı: güçlü ışık çıkarmak3. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak4. yanmakAnlamı: parlamak -
6 التمع
اِلْتَمَعَ1. aydınlatmakAnlamı: bir yerin karanlığını gidermek2. parlamakAnlamı: güçlü ışık çıkarmak3. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak -
7 تألق
Iتَأَلَّقَ1. aydınlatmakAnlamı: bir yerin karanlığını gidermek2. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak3. parlamakAnlamı: güçlü ışık çıkarmakIIتَأَلُّق1. parlaklıkAnlamı: parlak olma durumu2. berraklıkAnlamı: serrak olma durumu, duruluk3. ferAnlamı: parlaklık, aydınlık4. parıltıAnlamı: parlaklık -
8 ترقرق
تَرَقْرَقَ1. aydınlatmakAnlamı: bir yerin karanlığını gidermek2. talazlanmakAnlamı: dalgalanmak3. harıldamak4. parlamakAnlamı: güçlü ışık çıkarmak5. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak6. akmakAnlamı: (sıvı veya ince taneli maddeler için) bir yerden başka bir yere doğru gitmek7. gelmekAnlamı: akmak, cereyan etmek8. çalkanmakAnlamı: deniz dalgalanmak9. dalgalanmakAnlamı: dalga oluşmak -
9 تلألأ
تَلَأْلَأَ1. aydınlatmakAnlamı: bir yerin karanlığını gidermek2. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak3. parlamakAnlamı: güçlü ışık çıkarmak -
10 لألأ
لَأْلَأَ1. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak2. parlatmakAnlamı: parlamasını sağlamak3. parlamakAnlamı: güçlü ışık çıkarmak -
11 لاح
Iلَاحَ1. gelmekAnlamı: ortaya çıkmak, doğmak2. görünmekAnlamı: görülür duruma gelmek3. gözükmekAnlamı: görünmekIIلاحَ1. parlamakAnlamı: güçlü ışık çıkarmak2. pırıldamakAnlamı: ışık saçmak -
12 افتر
См. также в других словарях:
parlamak — nsz 1) Güçlü bir ışık çıkarmak, ışık saçmak O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; / O benimdir, o benim milletimindir ancak. M. A. Ersoy 2) Bir ışık kaynağından gelen ışınları yansıtmak Ayna parlıyor. 3) Tutuşup alev çıkarmak Pof diye gaz… … Çağatay Osmanlı Sözlük